↧
Fringe Dress
↧
Cinco De Junio
İzmirli çok zevkli bir tasarımcı var bugün karşınızda. Belki bir çoğunuz tanıyorsunuz kendisini '5dejunio' ile kendisini ben instagramda tanıdım. İyi ki de tanımışım, hem yaptığı tasarımlar şahane hem de kendisi :) İphone kılıfları, kolyeleri, küpeler ve bileklerine sezonun en trend ikonları eşlik ediyor. Üstelik ürünleri Lidyana ve Mecrea gibi online alışveriş sitelerinde de satılıyor. İşte o muhteşem tasarımlar...
↧
↧
En Trend!
↧
Ananas Zamanı
↧
Jeffrey Campbell
Pop art etkileri kışın kazaklarda, çantalarda yer alırken, yazla birlikte ayakkabılarda da yer almaya başladı. Jeffrey Campbell'ı Lita modelleriyle tanıdık belki ama pop art sneakersları ile de oldukça başarılı ve hatta iddialı! Ankara da La Diva Butikte bulduğum bu güzel sneakerslar artık benim. Malum dün doğum günümdü en güzel hediyelerimden biri oldu bana. Sneakers tutkunu başka ne ister ki!
↧
↧
Rio Bavulu!
Vogue ile Rio'ya gitme şansı hala devam ediyor. Peki sen gitsen bavulunda neler olurdu? Benim bavulum da olması gerekenler hazır. Plaj çatam. flip flop terliklerim, mayom ve gözlüğüm olsa yeter diyenlerdenim ben :) E ne de olsa deniz, kum, güneş tatili daha ne olsun. Gözlük kazanma ve tatil şansı hala devam ediyor. #hayativogueeyeweardunyasindayasa hastag'i ile en güzel yaz fotoğraflarını paylaş bizim en sevdiğim gözlüklerimizden birini sana gönderelim.
↧
Balayı Bavulu
Herkese Merhaba,
Düğünüme tam tamına 20 gün kaldı! Ne kadar az değil mi? Düşündükçe iyice bir heyecanlanıyorum. Tabi bu sırada tüm hazırlıklarda devam ediyor. Balayı bavulu hazırlıklarına başladım. Hem rahat hem de içinde iyi hissettiğim parçalar seçmeye özen gösterdim, malum çok gezicez rahatlık ön planda olmalı. Baksanıza her kombinime tek bir ayakkabı eşlik ediyor, o da espadriller. Son dakika değişiklikleri mutlaka olacaktır o zaman kadar bavulumda bana eşlik edecek parçalar karşınızda.
P.S Kıyafetlerin kırışıklığını görmezden gelin olur mu;)
Elbise: Mango Çanta: Tory Burch Kolye: Mango
Şort: Koton T-shirt: Koton Kolye: Koton Yelek: Terkos
Atlet: Gap Şort: Gap Kolye: Bershka Çanta: Style_Twins
T-shirt: Zara Etek: Zara
Elbise: Zara Çanta: Style_Twins
Maxi Elbise: Mango Küpe: Zara
↧
Adımları Takip Et ve Lee Cooper Etkinliği
Salı günü Adımları Takip Et ekibi olarak Lee Cooper ile bir workshop gerçekleştirdik. Kendi denimini kendin yarat ilkesinden yola çıktık. İzleyici ve blogger arkadaşlarımızla hem eğlenceli vakit geçirdik, hem de bol bol çalıştık:) Ortaya ise çok güzel tasarımlar çıktı. O gun bizi yalnız bırakmayan tüm dostlarımıza ve Lee Cooper ekibine çok teşekkürler.
Adımları Takip Et'i sitemizden, instagram hesabından: adimlaritakipet, twitterden ve facebook hesabından https://www.facebook.com/adimlaritakipetcom takip edebilirsiniz. Yeni organizasyonlarda sizde yer almak istiyorsanız bizi takipte kalın mutlaka.
↧
Son Hazırlıklar
Bir hafta daha geride kalıyor ve mutlu sona adım adım yaklaşıyorum. Tatil bavuluma yeni eklemeler yaptım, unutulan aksesuarlar hemen yerini aldı. Vogue gözlüklerimi attım çantama, pasaportumda benimle ya bu iş tamamdır artık :) Bu haftadan sonra uzun bir süre post yapacağımı sanmıyorum, ama nolur nolmaz siz yinede takipte kalın, hatta instagramdan beni takip edebilirsiniz. Bol bol paylaşımda bulunuyorum çünkü. Hatta ve hatta videolar orada olacak e daha ne olsun :) zetoooooo yazıp beni bulabilirsiniz, şimdilik Au Revoir ;)
↧
↧
HM Lansmanı
Herkese Merhaba,
Yokum dedim ama yine bişiler çıktı ortaya e gezince de yeni şeyleri sizlerle paylaşmak istedim. Dün HM kış lansmanı gerçekleşti. Paris moda haftasında yer alan bu muhteşem koleksiyonu incelemeye gittik bizde. Maskülen detayların yer aldığı, kürklerin, püsküllerin ,zımbaların, payetlerin beklediği bir kış var önümüzde. Sonrasında ise Duju, ve Nazra Aslınaz ile keyifli bir Nişantası gezisi yaptık. Açık havada gezmek, kızlarla buluşmak ilaç gibi geldi :)
T-shirt: Koton
Etek: Terkos
Kolye: Koton
Espadril: Zeto
Çanta: Tory Burch
Lansmanların en keyifli yanlarından biri de takip ettiğim bloggerla buluşmak ve sohbet etmek:)
↧
Zeto Wedding
Uzun bir aradan sonra herkese 'Merhaba'
O kadar çok şey birikti ki nerden başlasam bilemiyorum. Ama en önce düğünden başlamalıyım sanırım. En çok görmek istediğim yerlerden biriydi Paris benim için. Hem gördüm, hem de unutulmaz anlar yaşadım. Evlenmek için biz Ankara, İstanbul yada İzmir arasında kalmadık hiç. İstediğimiz şey ailemizle birlikte olup, yurtdışında evlenmekti, telaşsız, stressiz ve bunu çokta güzel başardık. Saçımı, makyajımı herşeyimi o gün kendim yaptım o kısımlarla ilgili bir post ise daha sonra gelicek. Konsoloslukta 18 Temmuz günü birbirimize sonsuza kadar 'Evet' dedik. Hayatınızda sizi mutlu edecek ne varsa onu yapın, kim ne der diye asla düşünmeyin inanın hep güzel şeyler sizi bulacaktır, bir dost tavsiyesi ;)
↧
Disneyland
Disneyland diyince beni bir heyecan sarardı, planlarımızın içinde ise ilk sırada burası yer alıyordu. Şehrin dışında bir bölgede kaldığımız için Disneyland bize neredeyse merkezden daha yakındı. RER A hattının sonunda yer alıyor Marne La Valle bölgesinde. Son durak olduğu için gitmesi çok kolay bir önceki durakta ise outlet merkezi var. Bir daha ki postta ise orası yer alıcak. Ama önce eğlence zamanı. Bir insan bütün bir gün boyunca gülüyorsa bilinki orası eğlence yeridir. Bambaşka bir dünya adeta hiç çıkmak istemediğim. Farkında olmadan ise en korkunç şeylere binip, çığlık çığlığa kaldığımız bu yerde biz çok ama çok eğlendik. Yine Parise gitsem ilk gideceğim yer olacağı bir gerçek. Disney store'lar ise muhteşem. Aklınızı kaybetmeniz mümkün burda bir de benim gibi Mickey hayranıysanız o zaman durum daha da kötü. 1. kısım saat 19:00'a kadar açık 2. kısım ise 23:00'da kapanıyor. Kuyruklar kimi zaman 55 dk sürse de o sırada inanın hiç farkına varmıyorsunuz hava 39 derece olsa bile :) Kendimi kaybettiğim, her şeyi almak istediğim bu bambaşka dünyada Minnie olarak gezdim bütün gün :) Size tavsiyem alınacak bişeyleriniz varsa mutlaka sona saklayın, aletlere binerken hem zorluk yaşıyorsunuz hem de onun stresine giriyorsunuz yada bizim gibi guest store bulup eşyalarınızı oraya teslim edebilirsiniz. Unutmadan extra bir çanta götürmenizde fayda var aldıklarınızı koymak için, biz biraz heyecanla ne yaptığımızı şaşırdık poşetlerimiz delindi çareyi çanta almakta bulduk :) Dikkat Bu postta sürekli gülen bir tip var :)
↧
Yurtdışında Evlenmek & Hazırlıklar
Yurtdışında nasıl evleniliyor? Ne gibi hazırlıklar yapmak lazım? Son günlerde sizden böyle mailler alıyorum. İşte hepsinin cevabı bu postta yer alıyor.
Öncelikle evlenmek istediğinize dair belirlediğiniz ülkenin Türkiye konsolosluğuna mail atıyorsunuz. Onlar size uygun tarihleri ve saatleri bildirip geri dönüş yapıyorlar. Mesela bize 11-18-25 Temmuz tarihlerini sundular. Bu arada haftasonu nikah kıyılmıyor Fransada sadece Perşembe günleri nikah kıyılıyormuş bilginiz olsun. İstedikleri belgeler ise Türkiyeyle hemen hemen aynı yalnız tek yapmanız gereken belgelerin hepsini apostil yaptırmak gideceğiniz ülkeye göre, gerçi konsolosluğa evrakları teslim ettiğimizde ne gerek vardı dediler ama yazdıkları mailde ise mutlaka şart deniyordu. Bu arada evlenmeden en az 1 gün önce konsolosluğa belgelerin asıllarını ulaştırmanız gerekiyor. Fotokopileri fax ile yolladıktan sonra size tekrar mail atıyorlar, evraklarınız tamam bekliyoruz diye. Ama sanmayın ki bu kadar kolay oluyo herşey, vize işlemleri, kaymakamlık, sağlık kurumu derken biraz yorucu bir süreç sizi bekliyor. Sonrası ise işin en keyifli kısmı, benim herşeyim son dakikada oldu, hiç sorunlu biri olmadığım için hemen herşeyi seçtim, detaycı olmadım inanın bu insana en büyük rahatlığı ve huzuru veriyor. Mükemmelliyetçi olmayı bir kenara bırakın ve akışına bırakın herşeyi.
Makyajımı, saçımı herşeyimi kendim yaptım. Ordaki kuaförlere gövenemezdim böyle bir günde :) Maşa ile yapılmayacak saç yok sonuçta :) Saçınızı ve size yakışan modelide bildikten sonra bu iş çocuk oyuncağı adeta. Makyaj sponsorum ise Sephora oldu. Birbirinden güzel ürünler gönderdi bana tam bir gelin paketiydi. Hatıra olarak sabunlar ve duş jellerini Pembe Papyon hazırladı. Tahtamız ise Pembe Kanatlar Tasarıma ait.
Gelin çiçeğim sıradan olsun istemedim, daha canlı bir renk tercih ettim. Yapay çiçek kullanmak zorunda olduğum için Mon Jardin'in ekvator gülünü seçtim. Yapay çiçeklerde ondan daha iyisi yok sanırım.
Ayakkabılarıma son ana kadar karar vermedim hem çiçeğimin renginde olsun, hem de daha sonra rahat bişiler giymek istedim malum sıcak ve koşturmalı bir gün. Şans eseri çiçeğimin renginde topuklu bir ayakkabı buldum. Tabi bulmak için 1 günü avm ve sokaklarda geçirdim. Sneakers tutkunu oluncada Miu Miu'lara daha fazla karşı koyamadım. Her zaman anısı olucak ve günlük hayatımda da keyifle giyeceğim bir ayakkabı aldım.
Konsoloslukta nikahımız 14:35 de kıyıldı toplam 2 dakika 15 sn sürdü nikahın kıyılması :) Sonra ise fotoğraf çektirmek için Eiffel'in oraya gittik. Açıkçası fotoğraf konusunda ne yapıcağımızı bilmiyorduk, Türkiyede ki gibi önümüzü keserler mi, bişi olur mu endişesi vardı ama hiç umduğumuz gibi olmadı aksine herkes bizim fotoğrafımızı çekiyor tur grupları, çocuklar bizi alkışlıyorlardı. İnanınılmaz güzel bir atmosfer vardı etrafta. Tebrik edenler, bağıranlar dürtüp birbirlerine bizi gösterenler. Kendimi bir anda Rihanna gibi hissettim o kadar ilgiyi beklemiyoduk, bırakın hiç ilgi beklemiyorduk :)) Ailecek olduğumuz bir nikah oldu. Tabi gelemeyen aile fertlerimizde yok değildi ama hiç biri bize sitem etmedi kararımıza en başından beri saygı duydular çünkü. Otelimiz merkezin dışında olduğu için, geri dönüp üstümüzü değiştirdik. Sonra ise Chmaps Elysées de yemeğe gittik. Yorgun ama mutlu bir şekilde günü tamamladık. Gün sonunda ise artık biz bir çekirdek aile olmuştuk :)
↧
↧
Paris-Alışveriş
Bir Paris postunda daha yine beraberiz. Bu sefer ama alışveriş dolu bir post var karşınızda, birazda gezme tozma :) Öncelikle şunu söylemeliyim eğer vaktiniz varsa ve kendinize güveniyorsanız mutlaka yürüyerek keşfedin şehri. Bilmediğiniz ara sokaklar da ummadık mağazalar çıkıyor karşınıza. Ufak butikler, lüx mağazalar nereye bakıcağınızı şaşırıyorsunuz kısacası. Biz günde en az 10 km yol yürüdük. Tabi ayaklarımız perişan oldu ama bunu göze almıştık. Öncelikle şehrin merkezinde Opera meydanına giderken bir çok bilmediğimiz marka bizi karşılıyor. Türkiye de satılmayan Promod, Pimkie, New Look gibi tanınan ürünlere buralardan ulaşabilirsiniz. Asıl cennet ise Lafayette. Mutlaka uğramanız gereken bir yer. Giriş katındaki çantaları görünce neye uğradığımı şaşırdım, alt katındaki ayakkabıları görünce ise son nokta oldu benim için. Gözlerim ışıl ışıldı adeta :) Her markayı bulduğunuz bir yer burası çünkü. Yalnız şunu da belirtmeliyim ezilme tehlikeniz mutlaka var bütün turistler orda ve herkes ürünleri yağmalamaya çalışıyor. Biz indirim dönemine denk geldik ama yeni sezonda açılmıştı. Ayakkabılarda hep büyük numaralar vardı, çantalarda ise indirim olmasına rağmen kendi mağazalarında belirli ürünler çok daha uygundu. Üst katları malesef gezme imkanı bulamadım. Alışverişten sıkılan bir eşim olduğu için bana çok dayanamadı :) Ben gezemedim siz doya doya gezin :) Vintage mağazalar, outlet cenneti ise bir sonraki postta.
Çocuklar gibi hoplaya zıplaya gezdiğimde doğrudur :)
↧
Hero
Herkese merhaba, yine arayı uzattım bu sefer de bayram girdi, tatiller bitmeyince bilgisayar başında olmakta zor oluyor :) Ama artık İstanbula döndüm ve postlarla yeniden karşınızdayım. Tatil alıverişi yapmak çok keyifli tabi hava durumu maduru değilseniz. Bu yaz gittiğim her yere yanımda kazaklarımı da götürdüm ama onlar sadece benimle birlikte gezdiler ve bir sürü yer kapladılar hepsi yeni yerler görüp giyilmeden döndü. Sanırım bavul hazırlama konusunda kabiliyetimi kaybettim :) Bu yaz yine t-shirt, şort ikilisine kaldım. Olsun ben onlarla çok mutluyum :)
T-shirt: Pull and Bear
Şort: Hm
Ayakkabı: Converse
↧
Sonbahar Yaklaşırken
Sonbahar adım adım yaklaşmaya başladı, peki ben buna hazır mıyım hiç bilmiyorum! Ama nelerin bu baharda dolaplarımızda yer alması gerektiğini gayet iyi biliyorum. Hiç olmayan yada sevmediğim şeyler bu yıl listeme giriş yapıyor, neden mi ? Kullanışlı ve amacına hizmet ediyolarda ondan mesela sırt çantaları gibi.
En son lise yıllarında takmıştım sırt çantasını, ondan daha öteye gidemediler ve orda kaldılar ha bir de yolculuk sırasında yanımda olurlar. Çok sevmeme karşın korku besliyorum bu çantalara sebebi ise birinin ön gözünden cüzdanımı yada telefonumu çalması. 'İnan cüzdanım da gözüm yok telefonuma bişi olmasın yeter, geri ver abi nolur' diyicekmişim gibi geliyor hep. O yüzden de takamıyorum ama telefonu cebime koyarsam bu iş olur gibi.
Gelelim ikinci tercihime. Bu yaz, bir tek Toms'um olsun bana bişey olmaz şeklinde gezdim. Evet bunca sandalete ayakkabıya ne gerek var dedim, içim rahat etsin diye koydum bavula ama hep giydiğim ve hakkını vererek eskittiğim Tomslar oldu. Kışlık versiyonlarını da giymeliyim bu bahar. Tabi yakından görmeli, dokuyu hissetmeliyim. Çorapla mı giyicez, peki nedir kışlık hali ??? Evet bu soruya cevap bulamadım henüz...
Moon botlar son 4 senedir günlük hayatımızda kullanılır oldu. Ankara ve İstanbul şartları da bu botları kullanılır hale getirdi. Hep bi ön yargı vardı bende Ugg var işte neyimize yetmiyo diye. Ugg çıkmadan öncede (ben almadan yani) yine bir ön yargı hakimdi. Kırdım zincirlerimi, ön yargılarımı attım bir kenara. Ohh be dedim sonunda. Ugg'ların rahatlığına, sıcaklığına kavuştum kaç senedir. Şimdi ise Moon botlar bana göz kırpmaya başladı. Dayanamıycam galiba. Kışın sokakta gezen ben, araba kullanamayan ben, e o zaman bu botlar hakkım benim diye düşünüyorum. Marc Jacobs, Moon Boot falan değilde benim gözümde yeni çıkan Love Moschino var. O kalbi yeter be :)
Kışın en önemli parçası, ikinci derimiz haline gelen kabanlar var sırada. Zara yine yapmış yapacağını. Çift renkli, belden kemerli, kapşonlu hafif bol, salaş, popo kapatan bu kaban yine mağazalara geldiği ilk hafta tükenecek. Stoklara bir daha girmesi mümkün olmayacak. Evet durum bu şekilde gelişecek ilk kapanlar pis pis sırıtıp zevk alırken, diğerleri deli gibi arayıp duracak ama nafile xl bedeni kalmış olacak yalnız. Evet bu durumu geçen sene bizzat yaşadım bu yıl buna izin vermiycem haberiniz olsun.
En son lise yıllarında takmıştım sırt çantasını, ondan daha öteye gidemediler ve orda kaldılar ha bir de yolculuk sırasında yanımda olurlar. Çok sevmeme karşın korku besliyorum bu çantalara sebebi ise birinin ön gözünden cüzdanımı yada telefonumu çalması. 'İnan cüzdanım da gözüm yok telefonuma bişi olmasın yeter, geri ver abi nolur' diyicekmişim gibi geliyor hep. O yüzden de takamıyorum ama telefonu cebime koyarsam bu iş olur gibi.
Gelelim ikinci tercihime. Bu yaz, bir tek Toms'um olsun bana bişey olmaz şeklinde gezdim. Evet bunca sandalete ayakkabıya ne gerek var dedim, içim rahat etsin diye koydum bavula ama hep giydiğim ve hakkını vererek eskittiğim Tomslar oldu. Kışlık versiyonlarını da giymeliyim bu bahar. Tabi yakından görmeli, dokuyu hissetmeliyim. Çorapla mı giyicez, peki nedir kışlık hali ??? Evet bu soruya cevap bulamadım henüz...
Moon botlar son 4 senedir günlük hayatımızda kullanılır oldu. Ankara ve İstanbul şartları da bu botları kullanılır hale getirdi. Hep bi ön yargı vardı bende Ugg var işte neyimize yetmiyo diye. Ugg çıkmadan öncede (ben almadan yani) yine bir ön yargı hakimdi. Kırdım zincirlerimi, ön yargılarımı attım bir kenara. Ohh be dedim sonunda. Ugg'ların rahatlığına, sıcaklığına kavuştum kaç senedir. Şimdi ise Moon botlar bana göz kırpmaya başladı. Dayanamıycam galiba. Kışın sokakta gezen ben, araba kullanamayan ben, e o zaman bu botlar hakkım benim diye düşünüyorum. Marc Jacobs, Moon Boot falan değilde benim gözümde yeni çıkan Love Moschino var. O kalbi yeter be :)
Kışın en önemli parçası, ikinci derimiz haline gelen kabanlar var sırada. Zara yine yapmış yapacağını. Çift renkli, belden kemerli, kapşonlu hafif bol, salaş, popo kapatan bu kaban yine mağazalara geldiği ilk hafta tükenecek. Stoklara bir daha girmesi mümkün olmayacak. Evet durum bu şekilde gelişecek ilk kapanlar pis pis sırıtıp zevk alırken, diğerleri deli gibi arayıp duracak ama nafile xl bedeni kalmış olacak yalnız. Evet bu durumu geçen sene bizzat yaşadım bu yıl buna izin vermiycem haberiniz olsun.
↧
Tatil Dönüşü
Tatil dönüşü biraz bronz ten, biraz mavi renk ve birazda huzur işte geriye kalanlar bunlar oluyor. Hala şehir hayatına ayak uyduramayan bir ben var. Şortlarım ve gömleklerim ise akşamüstü bana eşlik ediyor. Mavi çantam ise son zamanların gözdesi, belki de maviye takıntılı olmamın sebebi!

Gömlek: Beyoğlu İş Merkezi
Şort: Hm
Çanta: Furla
Ayakkabı: Superga
↧
↧
Mint Aşkına
Baştan sona mint renge bürünmek gibi bir niyetim yoktu aslında! Ama yeni aldığım ayakkabılarım buna sebep oldu. Mint ayakkabılarımı aynı renk elbisemle tamamladım, zıt renklerle de giyilmeli bu ayakkabılar. Küçükken müsamerelerde giydiğim ayakkabılarıma benzettim. Kalın bağcıklı, birazda parlak. Sanırım o günlerin anısını yad edicem giydikçe :)
Elbise: Zara
Kolye: Eminönü
Çanta: Furla
Gözlük: Vouge
Ayakkabı: Coach
↧
Always Red
Tripotlu günlere yeniden dönüş yaptık :) Gerçi hakkını yemiyim sitemizin kızları bu sefer yardımıma koştu, rüzgarda devrilen paramparça olan bir makinam olacaktı yoksa. En çok giydiğim parçalardan biriydi bu yaz kalem etekler. Daha uzun modellerini sevsem de eşimin önerisiyle kısa ama yüksek bel olanlarada geçiş yaptım. Paris gezimiz sırasında almıştım. Giyeceğimden ve nasıl kombinleyeceğimden emin bile değildim. Bazen ilham gelir ve 'şık olmalıyım' ampulü yanar ya kafanızda (yani bana öle oluyo) işte bu sefer dolabın en üst köşelerinden çıktı topuklular ve aklıma gelmeyecek bir kombinde doğdu böylelikle. Neymiş bazen erkek sözü dinlemek iyi gelirmiş;)
*Son fotoğraf konuşulurken çekildi yoksa dudaklarımla ilgili kaygım yok:)
Bluz: Mango
Etek: Promod
Çanta: Tory Burch
Ayakabı: Zara
↧
Shining Night
Akşam dışarı çıkarken ne giyeceğim çoğu zaman belirsizdir. Son dakika giyinmeyi sevmediğim için sabahtan dolap başında yerimi alırım. Hem yazlık, hem de yine spor dokunuşlar bir arada olmalı benim kombinlerimde. Topukluların yerini şu sıralar Miu Miu sneakerslarım aldı. E almayı da bu ışıltısıyla hak ediyor bence! Işıl ışıl bir kombin var aman gözlere dikkat :P
Kolye: Mango
Elbise: Marks&Spencer
Ayakkabı: Miu Miu
↧